ASAYİŞ
Giriş Tarihi : 02-10-2023 23:23   Güncelleme : 02-10-2023 23:28

FETÖ ile DHKP-C'nin ″ortak kaos planı″ davasına devam edildi

İSTANBUL (AA) - FETÖ/PDY üyesi eski polislerin, terör örgütü DHKP/C'ye sızdırdığı elemanlarca kaos eylemleri gerçekleştirmeyi hedefledikleri iddialarına ilişkin, eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ile eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 14 sanığın yargılanmasına devam edildi.

FETÖ ile DHKP-C'nin ″ortak kaos planı″ davasına devam edildi

 

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya birleşen dosyanın tutuksuz sanığı Rabia Fitnat Yılmazer ve müşteki avukatı katılırken aralarında Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 5 sanık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, Sanık Ali Fuat Yılmazer'in kızı Rabia Fitnat Yılmazer hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan açılan davanın bu dosyayla birleştirildiğini bildirdi.

Duruşmada dinlenen tanık Mehmet Top, 1992-2010 arasında terörle mücadelede görevli polis memuru olarak sanık Mustafa Evcil'le aynı birimde çalıştığını, operasyonlarda ele geçen dokümanları yetenekleri ölçüsünde çözdüklerini söyledi. Top, sanık Evcil'in 2008'de DHKP-C'ye yönelik operasyonda ele geçirilen dijital materyali çözümleyip çözümlemediği konusunu ise zaman geçmesi nedeniyle hatırlayamadığını ifade etti.

- "Son kullandığım cihazı babam kullandı"

Tutuksuz sanık Rabia Fitnat Yılmazer, telefonunda örgütün haberleşme programı ByLock bulunduğu iddialarına ilişkin, "Son kullandığım cihazı babam kullandı. Hiçbir zaman örgüt üyesi olmadım. FETÖ terör örgütünün devlete koyabileceği kamu görevlisi miyim? İddianame düzenlendiğinde 19-20 yaşında üniversite öğrencisiydim. Hayatımda hiçbir örgüte ve cemaate üye olmadım. Çünkü bu benim yaradılışıma uygun değil." dedi.

Sanık Yılmazer'in ardından söz alan babası tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer, "Ben net hatırlamıyorum ama en son kullandığım telefona gözaltına alınmamla birlikte el konuldu. ByLock kullandığım tescillendi. Rabia'nın kullandığı dönemde bir ByLock yüklemesi olmamıştır." ifadelerini kullandı.

Duruşmada esasa ilişkin savunmasını da yapan Yılmazer, Ergenekon soruşturmalarında görevli olmasının bu yargılamada sanık olmasına neden olduğunu öne sürerek, konuyu dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "konuyu siyasi irade bilmeli" düşüncesiyle aktardığını söyledi.

Sanık Yılmazer, terör örgütü DHKP-C'nin o dönem Asuman Akça'yı öldürme kararı aldığını, bu konunun daha sonra FETÖ terör örgütünün üzerine kaldığını, İsmet Özdemir'in beyanlarının yalan olduğunun tespit edildiğini savunarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evinin krokisinin Asuman Akça'nın flaş belleğinde çıkmasına ilişkin, "Bu krokiyi Asuman Akça'nın flaşına yüklemiş kişi MİT'in elemanı olabilir." iddiasında bulundu.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ali Fuat Yılmazer'in tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Sanıklar Ali Fuat Yılmazer ile Rabia Fitnat Yılmazer'in ByLock kullanıp kullanmadıklarının tespiti için İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar veren heyet, tutuksuz sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol tedbirinin devamına hükmetti.

Duruşma ertelendi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY ile DHKP/C'nin, kuruluşu, yapısı ve faaliyetleri özetlenerek, bu iki terör örgütü arasındaki ilişki anlatılıyor.

Soruşturmanın başlama gerekçesi olan tanık İsmet Özdemir'in beyanı ve dilekçelerinden de alıntılar yapılan iddianamede, FETÖ'nün DHKP/C'ye, hedefleri doğrultusunda kullanılmak üzere "Kaos Timi" kurdurduğu belirtiliyor.

DHKP/C'nin eski İstanbul sorumlusu olduğu ve örgüt tarafından infaz edilmek istendiği belirtilen Asuman Akça'nın mağdur olarak gösterildiği iddianamede, sanıklardan Mesut Aykın'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Üsküdar'daki ikametinin kroki ve haritalarını FETÖ mensupları olan şüpheliler Mehmet Yılmaz, Ali İhsan Kaya ve Halil Karakuzulu'dan Ali Fuat Yılmazer'in bilgisi dahilinde teslim alıp, sonrasında bu örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda terör örgütü DHKP/C'ye ilettiği anlatılıyor.

Sanıklardan eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer, Ali İhsan Kaya, Halil Karakuzu, Mehmet Yılmaz ve Serdar Bayraktutan'ın, "kamu görevlisinin zincirleme şekilde resmi belgede sahteciliği", "terör örgütü üyesi olmak" ve "suçu gizlemek amacıyla tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüse azmettirmek" suçlarından 33 yıldan 61'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, sanıklar Ferdi Taşkaya, İsmail Aşı, Mustafa Eren, Mustafa Evcil ve Ufuk Yıldırım'ın da "kamu görevlisinin zincirleme şekilde resmi belgede sahteciliği" ve "terör örgütü üyesi olmak" suçlarından, 13 yıl 6 aydan 31'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

İddianamede, sanık Süleyman Taşbaş'ın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla, Gürkan Türkoğlu ve Mesut Aykın'ın da "üye olmamakla beraber silahlı terör örgütü adına suç işlemek" suçundan, 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Birleşen dosyanın sanığı Rabia Fitnat Yılmazer hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

AdminAdmin