Altuğ, yaptığı yazılı açıklamada, farklı düşünce ve fikirlerin demokrasinin zenginliğinin bir göstergesi olduğunu ancak Türkiye'nin sahip olduğu üretim ve ticari birikiminin siyasi görüş ayrılıkları uğruna yok sayılmaması gerektiğini belirtti.
Alışveriş boykotu gibi eylemlerin toplumun sesini duyurması adına önemli bir araç olabildiğini ancak bu tür hareketlerin ekonomik sürdürülebilirliğe etkilerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Altuğ, "Dünya Odalar Federasyonu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı'mız Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da ifade ettiği gibi üreten, istihdam sağlayan ve yatırım yapan şirketlerimizin hedef haline getirilmesi ve boykot çağrıları yanlıştır." ifadesini kullandı.
Bağımsızlığın üretim gücüyle paralel ilerlediğini, Türkiye'nin ekonomik dengesi ve geleceği gözetilerek, toplumsal sorunların çözümü için daha kalıcı ve etkili adımlar atılmasının en önemli hedef olması gerektiğini vurgulayan Altuğ, "Boykot çağrılarının sonucunda kaybedenin ülkemiz ekonomisi olacağını unutmayalım. Bizler düşüncelerimizle, fikirlerimizle ve yarattığımız değerlerle her zaman toplum olarak ayrılmaz bir parçayız." değerlendirmesinde bulundu.
Altuğ, Türkiye'nin ekonomik geleceği ve genel refahını gözeten bir duruş sergilenmesi gerektiğini kaydetti.