SİYASET
Giriş Tarihi : 31-03-2024 00:03

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Benim derdim İstanbul, Ankara, İzmir, bunu halledersek tadına doyum olmaz

Gençlik Aşkıyla Yeniden İstanbul" programında konuşan ve gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan "İnşallah bu yerel seçimlerden de Türkiye genelinde en büyük oyu biz toplayacağız. Ama benim derdim İstanbul, Ankara, İzmir. Bunu halledersek, bunun tadına doyum olmaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Benim derdim İstanbul, Ankara, İzmir, bunu halledersek tadına doyum olmaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Gençlik Aşkıyla Yeniden İstanbul programına katıldı.

İstanbul'da gençlerle yüz yüze gerçekleştirdikleri bu programa, canlı bağlantıyla diğer 80 ildeki gençleri de misafir ettiklerini dile getiren Erdoğan, diğer şehirlerdeki gençlere de selamlarını ileterek, "Az önce gençlerimizi dinledik, demek ki oluyor ve biz yaptık. Onlar parlamentonun kapısını gençlerimize hep kapadılar ama biz kapıyı açtık. Bizimle birlikte yeni bir dünya ülkemizde kuruldu ve güç kazanarak devam ediyor" diye konuştu.

'Partimizin sadece gençlik kollarının üye sayısı, bizden sonraki ikinci partinin toplam üye sayısından fazla'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslenerek, "Programlarımıza 'gençlik aşkıyla' diye başlıyoruz ya gerçekten gençlik aşkı başka bir şey. Gençlerimizle her buluşmamızda, onlardaki enerjiyi, heyecanı, coşkuyu, aşkı hissediyoruz. Sizlerin dinamizmi bizi de yeniliyor, güçlendiriyor" ifadelerini kullandı.

Son 4 yıldaki 55'inci gençlik buluşmasında gençlerle bir araya geldiğini aktaran Erdoğan, "Biz, birileri gibi gençlerimizle sadece seçimden seçime, sadece sandık ufukta görününce bir araya gelmiyoruz. Kendimiz, gençlik hareketinde yetiştiğimiz gibi Türkiye'nin en büyük gençlik yapılanmasına sahip partisinin de genel başkanıyım. Partimizin sadece gençlik kollarının üye sayısı, bizden sonraki ikinci partinin toplam üye sayısından fazla" diye konuştu.

Erdoğan, milletvekili Suat Pamukçu'nun Yeniden Refah Partisi'nden istifa edip AK Parti'ye katıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Geçenlerde partimize malum bir katılım oldu. Suat Pamukçu kardeşimizin katılımını yaptık. Birisi de 'Suat Pamukçu katılsa ne olur? Bizim zaten 250 bin üyemiz var dedi. Ya Hu senin 250 bin üyen var da AK Parti'nin üye sayısından haberin var mı? 11 milyon 500 bin üyemiz var. Böyle acemilik olur mu? Söylediği şeye bak. Bir milletvekilinin bize katılımı neymiş, kendilerinin 250 bin üyesi varmış. Demek ki bu matematik de bilmiyor, çok acemi. Bizim sayımız 11 milyon 500 bin üye. Şu anda Türkiye'de üye sayısı itibarıyla bizimle aşık atacak bir parti yok, ana muhalefet de dahil. Hepsini topla bir çuvala koy bizimle aşık atamazlar."

 

Programda gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir gencin, "İstanbul'un her sokağında iziniz var, her köşesini tanıyorsunuz. Ara ara İstanbul'da mesai saatleriniz oluyor. İstanbul'a geldiğinizde özellikle gitmek istediğiniz bir yer var mı?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"İstanbul'da eserlerimizde zaten dinleniyoruz. Mesela bunlardan bir tanesi, burada sık sık programlarımız oluyor, İstanbul Kongre Merkezi burası. Tabii bir de Atatürk Kültür Merkezi var. Atatürk Kültür Merkezi için de maalesef bu malum camia, solaklar, dediler ki; 'Burasını yapamayacaklar.' Biz Atatürk Kültür Merkezi'ni, geçmişinden çok daha iyisini, çok daha güzelini yaptık mı? Yaptık. Şimdi orada bütün eserler sergileniyor ve onları tabii izlemek için biz de oradaki programlara katılıyoruz."

 

"Gençliğinizde İstanbul'da en fazla vakit geçirdiğiniz yer ile şu an İstanbul'da özlediğiniz yer aynı yer mi?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Aynı yer olur mu? İstanbul o kadar değişimden geçti ki bütün bu değişim süreci içerisinde yenilenen İstanbul'da, bu yenilenme harekatıyla beraber, o yenilenen yerlerde oraların son hali nedir, buna baktık ve son haliyle oraları gezip gördük. Şimdi üstümüzde bizim Muhsin Ertuğrul (İBB Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul Sahnesi) var. Bu Muhsin Ertuğrul ufacık bir yerdi. Biz burayı (İstanbul Kongre Merkezi) yaparken, orayı da yaptık. Onun için ne gösteriler yaptılar ama biz onların gösterilerine bakmadık, orayı yaptık, bitirdik ve tekrar tiyatroseverlerin hizmetine sunduk."

 

Pelin Çift'in "Sayın Cumhurbaşkanım, bana sanki siz Fatih, hani tarihi çok seviyorsunuz ya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Ayasofya, oraları görmeyi daha ziyade tercih edermişsiniz gibi geliyor" değerlendirmesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Ayasofya'yı zaten onu son acı halinden, bu mevcut Ayasofya-i Kebir haline dönüştürdük. Tabii oraya gitmeden olmaz. Gidiyoruz ve Ayasofya'nın şimdi son halini görmenin mutluluğu, bahtiyarlığı içerisindeyiz. Bir taraftan da Sultanahmet bir başka güzel oldu. Süleymaniye hakeza öyle, Fatih'imiz hakeza öyle. Buraları gezmeden, görmeden olmaz. Eyüpsultan keza öyle. Dolayısıyla buralarda aynı şekilde gezerek görerek, son durumları nedir bunu da görüyoruz. İstanbul'da, tabii bizim bıraktığımız İstanbul aynen durmuyor. Çünkü bu zat İstanbul'a bir şey katmadı ki, verdiği bir şey yok. Sen bir İstanbullu olarak böyle bir şey gördün mü İstanbul'da? Biz CHP'yi çöp, çukur, çamur olarak hep tanımladık. Şu anda gene aynı. Bakıyorsunuz, şöyle bir asfalt dök ya. Yok, her taraf çukur. Ama inşallah pazar günü devran Allah'ın izniyle değişecek. İstanbullu bir 5 yıl daha bu adama İstanbul'u vermez. Şimdi biz 'Yeniden İstanbul.' diyoruz ve inşallah İstanbul'u gerçek sahiplerine teslim edeceğiz."

 

'Vatandaşlarımın İstanbul, Ankara, İzmir'de bunlara bir daha yol vermeyeceğine inanıyorum'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gencin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile ilgili "CHP'nin başına gelen en trajikomik genel başkanın bay bay Kemal olduğunu düşünüyorduk. Fakat gelen gideni aratır derler, hakikaten de öyle de oldu. 'Daha kötüsü de varmış' dedik ne yazık ki. Gençlere darbe çağrısı yapan bir genel başkanla karşı karşıyayız. Bu durum gerçekten çok üzücü. Siz gençlerin demokrasiye nasıl sahip çıktığını, nasıl koruduğunu iyi biliyorsunuz. Biz bu ülkenin gençleri, asla meşru olmayan bir işe bulaşmayız. Gençlerle darbe kelimesini yan yana getirenlere hiçbir şekilde fırsat vermeyiz." değerlendirmeleri sonrası, "CHP'de bulunan bu demokrasi açığının kapatılmasına yönelik onlara ne önerirsiniz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Benim tavsiyem, pazar günü bunları bir daha dönmemek üzere sandığa gömmek. Bu salon, hepsi oy kullanacak değil mi? Buradaki genç kardeşlerim bunları bir daha dönmemek üzere eğer sandığa gömerse, zaten bay bay Kemal tekrar dönmek istiyor. Belki onun yolu da açılır. Vatandaşlarımın İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de bunlara bir daha yol vermeyeceğine inanıyorum."

 

Bir diğer gencin "Yerel seçimlere giderken, gençlerle ilgili hiç kimse konuşamıyor. Bunun sizin gençlerle olan gönül bağınızla ilgisi olduğunu söyleyebilir miyizSayın Cumhurbaşkanım, sizin biz gençlere olan bu ilginiz, sevginiz şaka mı?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle yanıtladı:

"Sakın şaka olmasın. Ben gençleri çünkü çok seviyorum. Hala gencim. Gençlere olan bu ilgim, alakam, sevdam, gençlerle olan aramızdaki muhabbet bizi güçlü kılıyor. Şu anda, şu seçim kampanyasında diğer genel başkanların hiçbirisi benim kadar ülkeyi dolaşmadı. Hepsi yan gelip yatıyor. Biz ise çalışıyoruz, işimiz var. Nedir? Yerel seçimler. İnşallah bu yerel seçimlerden de Türkiye genelinde inşallah en büyük oyu biz toplayacağız. Ama benim derdim İstanbul, Ankara, İzmir. Bunu halledersek, bunun tadına doyum olmaz."

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucu Pelin Çift'in, "Siz halkla iç içe olmayı ve göz temasını seviyorsunuz mitinglerde. Miting meydanları ne dedi bu seçim öncesi?" sorusu üzerine, "Miting meydanları maşallah çok çok iyiydi. Yağmur demediler, çamur demediler, kar demediler, meydanlara geldiler." dedi.

Çift'in, "Bu salonlardan geleceğin Recep Tayyip Erdoğanları çıkacak mı? Ne görüyorsunuz?" sorusuna ise Erdoğan, "Çıkmaz olur mu? Buradan Allah'ın izniyle ne Recep Tayyip Erdoğanlar çıkacak" ifadesini kullandı.

Bir gencin soru sormasının öncesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ahmet Kaya'nın 29 Ekim 1998'deki konuşmalarından kesitlerin yer aldığı bir video izletildi.

Video gösteriminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kaya'nın şarkısının dinletilmesini istemesi üzerine salondakilere, Şafak Türküsü isimli şarkı dinletildi.

Şarkının ardından, sunucu Pelin Çift'in "Efkarlandınız mı?" diye sorduğu Erdoğan, "Evet, Ahmet Bey ben cezaevine giderken, Kazlıçeşme'de son uğurlama programıma katılıp, orada bu şarkı, türkülerini söyledi. Ve yani bir dava, fikir insanı için böyle bir şeyin yapılması kabullenilemez diye. Tabi o günden bugüne, hatta ben Başbakanlığım döneminde Türkiye'ye nakli kubur ile getirmek istedim Ahmet Kaya'yı ama olmadı" dedi.

Programda, Medipol Üniversitesi Hemşirelik Bölümü mezunu Beyza Mollaibrahimoğlu, seçimlerde muhalefete destek veren sanatçılar linç yemezken AK Parti'ye destek veren sanatçıların linçlenmeye başladığını belirterek, "Özgürlükten uzak, geri kalmış bu insanlara ne söylemek istersiniz?" sorusunu yöneltti.

Erdoğan da soruyu şöyle yanıtladı:

"Özgürlükten uzak kalan, bu dünyada özgürlük mücadelesini verenlere karşı ayrı bir hakarettir, saygısızlıktır. Bir defa biz, özgürlük mücadelemizi hayatımızın son anına kadar sürdürmeye devam edeceğiz. AK Parti bu işin zaten bir numaralı, evelallah garantisidir. AK Parti bunun için var. Bunun için de yolumuza devam edeceğiz. Özgürlük mücadelesi bizim her şeyden önce benliğimizdir. Bu konudaki mücadelemizi de sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Ben ve arkadaşlarım bu mücadelenin yılmaz savaşçılarıdır."

 

'Ne zaman sel, afet böyle bir şey olsa bu beyefendi İstanbul'da değil'

Programa katılan gençlerden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, 2019'daki yerel seçim sürecinde birilerinin "Biz İstanbul'un yönetimine gelirsek deprem sorununu 5 yılda çözeriz." dediğini hatırlatarak, "Büyükşehir Belediyesi İstanbul'a 5 yılda depremle ilgili hiçbir şey yapamaz mıydı?" diye sordu.

Erdoğan, her şeyden önce Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde Murat Kurum'un daha önce görev yaptığı bakanlığın tamamen bu işlere baktığını, şimdi ise Mehmet Özhaseki'nin o işlerle ilgilendiğini söyledi.

Depremin sadece İstanbul'un problemi olmadığını dile getiren Erdoğan, deprem tehdidi altında olan 11 şehir bulunduğunu, bu 11'inden çoğunluğunun Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya gibi büyükşehirler olduklarını kaydetti.

Bütün büyükşehirlerde Mehmet Özhaseki ve öncesinde de Murat Kurum ile çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Fakat bunlar yapamazlar. Niye yapamazlar? Her şeyden önce dertli olacaksın. Dertli olmadığın müddetçe bu deprem bölgelerinde gereği yapılmaz, yapamazsın. Şu anda İstanbul'daki zat dertli değil. Ne zaman sel, afet böyle bir şey olsa bu beyefendi bir defa İstanbul'da değil. Nerede, bakıyorsunuz kayakta. Nerede, bakıyorsunuz farklı farklı yerlerde istirahatte, aşacağı iş değil. Ama Murat Kurum öyle değil, Murat Kurum tamamıyla ilinde yatıyor, ilinde kalkıyor ve çalışmalarını burada sürdürüyor. Bakın gün geçmiyor ki biz metrobüslerde bir sıkıntı yaşamayalım, gün geçmiyor ki yanan otobüslerden sıkıntı yaşamayalım. Niye? Dert yok dert, önce bir defa dertli olmadan bu iş aşılmaz. Ben belediyeyi CHP'den aldım. CHP'den aldığım zaman belediyenin elindeki otobüsler neydi biliyor musunuz? Macaristan'ın 'Ikarus' otobüsleri vardı, rezalet. Ne klima sistemi var ne şuyu var ne buyu...İçine zaten girdiğiniz zaman pislikten geçilmiyordu. Dedik ki 'Ya bunları değiştirmemiz lazım.' Hemen Mercedes'e geçtik, hemen yine öbür tarafta daha modern otobüslere geçtik."

AdminAdmin