GÜNCEL
Giriş Tarihi : 13-12-2023 15:04

İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Basın Bildirisi Yayımladı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu, 6 Şubat Depremleri hakkında yürütülen yargı süreçleri hakkında basın açıklaması yaptı.

İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Basın Bildirisi Yayımladı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu, 6 Şubat Depremleri hakkında yürütülen yargı süreçleri hakkında basın açıklaması yaptı 13 Aratık 2023 tarihinde yaptığı açıklamada;


6 Şubat Depremlerİnin Asıl Sorumluları Hesap Vermeli, Yargı SüreçleriAdil otmalıdır! Adil bir yargılama yapılmadan ve gerçek sorumlular tespit edilip cezalandırılmadan, ülkemiz enkaz altında kalmaya devam edecektir. 


TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak 6 Şubat Depremlerinin ardından başlayan soruşturma süreçlerinde de söylediğimiz gibi siyasi iktidar, deprem nedeniyle yaşanan kayıpları bir yandan ilahi takdiratla açıklarken diğer yandan suçlayacak başka kesimler aramakta, yıkılan ve hasar gören on binlerce yapının sorumluluklarını hem cezai hem de hukuki yönden meslektaşlarımızın omuzlarına yüklemeye çalışmaktadır. 


Tekrar söylüyoruz, 5 Şubat Depremlerinin yaratmış olduğu yıkımda sorumluluğu bulunan herkesin yargı önüne çıkarılması ve bu kişilerden hukuk nezdinde hesap sorulması gerekmektedir. Çünkü biliyoruz ki adil bir yargılama yapılmadan ve gerçek sorumlular tespit edilip cezalandırılmadan, ülkemiz enkaz altında kalmaya devam edecektir. 


Ancak başlayan yargı süreçlerinin seyrine bakıldığında, gerçek kusurluların ortaya çıkarılmasından uzaklaşıldığı, eksik ve hatalı yaklaşımlar içerdiği, odamızın 03/11/2023 tarihinde yayımladığı Şubat 2023 Depremlerinde Binaları Hasar Görerek Yıkılan Statik proje Mühendislerinin YargıIanmalarında Esas Alınacak Bilirkişi RaporIarının Teknik Yaklaşımı çalışmasının üniversitelere ait bilirkişi rapor|arında dikkate alınmadığı, pek çok statik proje müellifi meslektaşımızın tutuklanarak günah keçisi !lan edilmeye çalışıldığı görülmektedir. 


Binanın inşa edildiğitarihte mühendisin yaptığı proje kusurlu bulunursa, kusurlu o|duğu hususların yıkımda ne şekilde ve ne derecede etken olabileceğinin ortaya çıkarılmasının tam ve adil olarak gerçekleştirilmesi hiç kolay değildir. 


Deprem bölgelerinde alınan çok şiddetli deprem kayıtları kullanılarak, yıkı|an binaların gerçek davranışını ve hangi nedenlerle yıkıldığını açıklayacak modelleme ve analizlerin gerçekleştirilmesi fevkalade karmaşık ve zordur. Her bir binanın doğrusal olmayan eleman ve sistem modellemesi ve büyük yerdeğiştirme teorisi ile zaman tanım alanında göçme onaliziçok uzun zaman alabilir ve ancak bilimsel araştırmaların konusu olabilir. Kaldı ki bazı yerleşim yerlerinde yeterli sayıda ivme kaydı bulunsa bile bunlar, özellikle Antakya'da olduğu üzere, noktadan noktaya önemli ölçüde değişkenlik göstermektedirler. Diğer bazı yerleşim yer|erinde ise yeteri kadar, hatta hiç kayıt bulunmamaktadır. 


Bu bakımdan, gerçek deprem kayıtları kullanılarak bu tür modelleme ve analizlerin bilirkişi incelemeleri kapsamında yapılması pratik olarak düşünülmemelidir. 


Kaldı ki böyle sofistike analizler yapılabilmiş olsa bile gerçek depremin etkisi altında projeden kaynaklanmış olabilecek kusurlar, yıkıma neden olabilecek diğer kusurlarla (yapım ve denetim kusurları vs,) iç içe ve etkileşim halinde olduklarından gerçek kusurun nerede ve ne oranda olduğunu belirlemek neredeyse imkansız olacaktır. Öyle ki statik projede bazı kusurlar olsa bile, proje dışındaki diğer kusurların ağır bastığı durumlarda bunların yıkımdaki rolü çok az olabilir, hatta hiç olmayabilir. 


Bu durum karşısında, olsa olsa binanın inşa edildiği tarihte yürürlükte olan yönetmelikte tanımlanan deprem etkilerine göre yapılmış olan analizden ekstrapo|asyonla proje kusurlarının yıkımı nasıl etkileyebileceği konusunda bazı çıkarımlar yapılabilir. Ancak bunlar çoğu durumda nicel olmaktan çok ister istemez nitel ve sübjektif olacaktır. Burada bilirkişinin teorik bilgisi yanında mühendislik deneyiminin yeterliliği konusu da önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. 


İnşaat Mühendisleri Odası olardk hqIen yürütülmekte olon ycrrgı süreçleri kopsamında hozırldnan bilirkişi raporlarındo izlenmesini öngördüğümüz rasyonel ve adil yoklaşım, yıkılon binanın projesinin doğrusal elostik olmoyan gerçek bino dovronışını çok doha doğru bir şekilde dikkote alan Şekil Değiştirmeye Göre Değerlendirme ydkloşımıdır 


Sonuç olarak, proje kusurlarının yıkımı nasıl ve ne derecede etkilediği makul gerekçelerle açıklanamaz ise, proje mühendisinin teknik olarak sorumlu tutulması söz konusu olmamalıdır. 


Ülkemizdeki riskliyapıstokunun varlığının hemen herkes tarafından bilinmesi, biz dahil ilgili tüm kuruluşların önlem alınması gerektiğini dillendirmesi ve bu önlemlerin neler olduğunu söylemesine rağmen 20 yıldır hiçbir eylemde bulunmayan siyasi otorite, bugün sorum luluğu yine m ühendislerin üzerine yıkmaya çalışmaktadır. 


Çıkardıkları imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan ve yetmiyormuş gibi imar affından faydalanacak binaları gerçek bir teknik incelemeden kaçıran yöneticiler şimdi göz|erden uzak kalmak için hedef saptırmaktadırlar. . 


Halkın sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamasından sorumlu olan devlet yöneticileri sorumluluklarından kaçınamazlar. 


6 Şubat depremlerinin yıkımının sorumluluğunu meslektaşlarımızın üzerine yıkıp gerçek sorumluların gizlenmesi çabalarına en yüksek sesle itiraz ediyor, gerçek ve adil bir yargılama talep ediyoruz denildi

 

AdminAdmin