GÜNCEL
Giriş Tarihi : 25-09-2024 20:48

Sakarya Kent Şurası Eylül Ayı toplantısını gerçekleştirdi

Kent Şurası 131. toplantısını, Şura Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu öncülüğünde Sakarya Muhtarlar Federasyonu Başkanı Erdal ERDEM'in katılımı ile gerçekleştirdi. Toplantıda gündem değerlendirmesinin yanı sıra üyelerin Sakarya için istekleri ve önerileri dile getirildi.

Sakarya Kent Şurası Eylül Ayı toplantısını gerçekleştirdi

Sakarya Kent şurası Eylül ayı toplantısını yaptı toplantıda bir konuşma yapan Kent şurası başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu şehrimizde ülkemizde neler oluyor?

Su fiyatları %20 düşürüldü

Atık su Bedeli arttırıldı

Pekşenler kavşağındaki üst geçit tamamlandı ve Karapürçek güzergahındaki sanat yapılarının yani köprülerini yeniden yapımına devam ediliyor

Akyazı'ya 3 kilometre asfalt yapıldı ve bazı yollarını ıslah edildiği söylendi

Sakaryaspor'un başkanı ve yönetimi değişti ve ardından bir daha değişti

Bungalov'daki ölümler devam ediyor

Karadeniz Karasu'da yaz boyunca denize girmek yasaklandı

Cengiz Topel Havaalanı Trabzon seferleri başlatıldı

Sakarya'da bulunan Basın İlan Kurumu bir kapatıldı

Ahmet Yesevi Caddesi altyapı çalışmaları yapılıyor alternatif güzergahı olacağı söylendi

Hafif raylı sistem ile ilgili ise projenin 12 kilometre uzunluğuna sahip olacağı 15 farklı istasyonu kapsayacağı ifade eden Alemdar projemiz yeni Sakarya Atatürk Stadyumu istasyonundan başlayarak Yeni camiye oradan 15 Temmuz demokrasi Meydanı Sonrasında da Kudüs Caddesi'ne takip ederek orta garaja ulaşmış olacak sonrasında ise çare Caddesi istikametine dönüp Çark Caddesi boyunca sapak Camii'ne İkinci Cadde üzerinden tur atan kavşağına oradan medeniyet Bulvarı ve Bulvarı sonundan üniversiteye yerleşkesine ulaşacak Ayrıca projeye dair bir depo inşa edilecek Sakarya yamasına ulaşımında Milat olacak ilk Etap raylı sistem hastanenin proje çalışmaları ihalelerin ardından başlıyor hayırlı olsun

Merkez Bankası kur korumalı mevduat kaldırıldı bundan sonra tasarruflar nereye gidecek altın yükselmeye devam ediyor

Halkımızın tasarrufu için neyi seçecek altına mı dolara mı yönelecek belirsizliği devam ediyor

Konkordato ilan ve başvuruları başladı kobiler zor durumda Konkordato borçlunun borcunu ödeyememesi olayıdır borçlular borçlarını ödeyemeyip tekrar ticari hayatını idame ettirmeye devam etmek için bunu yapmaya mecburdurlar konkorta da masasına başvuranların durumunu incelenmesi ve borçlarını ödeyebilecek duruma getirilmesi halidir enflasyon muhasebesi hükümetimizin tarafından getirildi Bu işten bir bilanço düzenlemesi işidir haksız bir muamele olduğunu düşünüyoruz ortada gerçek bir zarar yoktur Bu işlemlerde vergi alınmamalıdır yalnız 50000 TL'ye kadar cirosu olanlar muaf tutuldu muafiyet maalesef Mali Müşavirler ve meslek kuruluşları Sınıfta Kaldı

Ayrıca vergilerin kabul edilmeyen giderlere atılması atılmaması gerekirken bunu da haksız yere yapmış oldular 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlandı

Bir Eylül'de de yıl açılışı yapıldı

Teğmenler mezun oldu üç kız teğmenimiz Hava kara Deniz Sınıflarını birincilikle bitirdiler Mustafa Kemal'in askerleri izlediler Ne mutlu Türküm diyene dediler varlığın Türk varlığını armağan olsun dediler Tabii ki tatbikate Uğradılar

Parlamentomuz anayasa çalışmalarını yapıyor

Büyükşehir Belediye Başkanı açıklamasında bakan kurum ile görüştüğünü söyledi çok amaçlı da kongre Merkezi'nin yapılacağını ilan etti her Türk vatandaşı TRT'ye bay ödemektedir Sakarya'ya da Marmara bölgesinde TRT'nin bir Merkezi olmasını istiyoruz

Iraklı vatandaşlara 15 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilere vize muafiyeti getirirdi ülkede yaklaşık 10 milyon ne yakın görüşme Kaçak için değişik ülkelerden gelen insanlar bulunmaktadır

Ayrıca iki ile dört milyona bıraktığında katılacağı hükümetimizi telefonla onu öğrenmiştir hüküm bizim demokratik yapısını tamamen değiştirdik olacaktır

Bu yüzden yabancı insanların ülkemize girmesi ve buralarda İslam edilmesi istemiyoruz kültürümüzü ay ziyaretimiz kimliğini değiştirecektir Hüda yapar genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlunun dediği ama anlattığı gibi söylüyorum anayasanın 4 maddesi kalksın diye Aptalca bir söylem yaptı kendisini huzurlarınıza kınıyorum Anayasanın ilk 4 maddesi şu şekildedir

Türkiye Cumhuriyeti Türkiye devleti ve cumhuriyettir

Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir

Türkiye'nin dili türkçedir bayrağı Beyaz ay yıldızlı bir albayraktır milli marşı istiklal marşı'dır başkenti Ankara'dır

Anayasanın 1 2 3 maddelerindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi de teklif dahi edilemez

Evet Atatürk Büstünün değiştirilmesi

Sakarya valisinin değişti Yaşar Karadeniz gitti yeni vali Rahmi Doğan geldi"dedi

Kokarcaya karşı bu mücadele uygulanmalı

Mehmet ÇATALBAŞ-Karasu’da da kendini gösteren kahverengi kokarcayla mücadeleye yönelik üreticiyi uyardı. Komisyon olarak konuyu çok kez görüştüklerini belirten Çatalbaş, “Kahverengi kokarca, seneye ilçemizde büyük tahribatlar oluşturabilir. Önlemi şimdiden alınmalı” diyerek mücadele yöntemlerini sıraladı.,

Kahverengi kokarcanın Karasu’da da sıkça görülmeye başlandığına dikkat çeken SATSO 17.Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve Tarım Komisyonu Üyesi Mehmet Çatalbaş, kokarcayla mücadele yöntemlerini dile getirdi ve üreticiyi dikkatli olmaları konusunda uyardı.

DURUM CİDDİ!

“Kahverengi kokarcayla mücadele şakaya gelmez, sakın göz ardı etmeyin” diyen Çatalbaş, “SATSO tarım komisyonunda bu konuda birden fazla karar aldık. Her zaman dediğimiz gibi kokarcayla mücadelede bireysel çaba yetmez. Kamu desteği şart. Bu hayvan soğuk iklime çıkamıyor. Karadeniz’de de 300 rakıma kadar zararları görüldü. Karasu da yaşaması için uygun bir ortam, dikkatli olunmalı” diye konuştu.

KİMYASALDAN ÖTE BİYOLOJİK MÜCADELE

Mehmet Çatalbaş, sözlerini “Kahverengi kokarca ile mücadelede kimyasalın yanı sıra biyolojik böcek de kullanılmalı. Samuray arısı, kokarca larvaları ile beslendiğinden bir numaralı düşmanıdır. Doğu Karadeniz’de kullanıldı, fakat yeterli kadar olmadığı için tam verim alınamadı. Kimyasal ilaç, diğer arılara da zarar veriyor. Fakat kimyasal ilaçla mücadele için en uygun zaman içerisindeyiz” diyerek sürdürdü.

MÜCADELE YÖNTEMİ

Çatalbaş, “Kasım ile Mart ayları arası kahverengi kokarca kışlıklarda barınır. Nisan ve Ekim döneminde ise arazide aktif görülür. Kasım ile Şubat arasında arılar doğada yok. Kimyasal ilaç bu dönemde kullanılabilir. Kokarca için el yapımı tuzaklar hazırlanabilir, meyve ağaçları ile evlere yakın yerlere konulmalıdır. Kasım ile Mart ayları arasında tuzak yerleştirmeye devam edilmeli. Tarım müdürlüklerinden eğitim takvimini öğrenip katılım sağlanmalıdır” diyerek mücadele yöntemlerini dile getirdi.

Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkanlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız

Haluk AKBAY-Fındık, Türkiye ekonomisi ve ihracatı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Şöyle ki; Türkiye’de 33 ilde yaklaşık 502 bin çiftçi 7 milyon dönüm alanda fındık tarımı yapmaktadır. Bu 33 ilin ticaretinde fındık başrol oynamaktadır.

Başka deyişle 3-4 milyon kişi geçimini fındıktan karşılamaktadır. Fındık, ülkeye ihracat yoluyla en fazla döviz geliri sağlayan tarım ürünüdür. Türkiye 2-5, 3 milyar dolar ihracat geliri elde etmektedir

Türkiye açısından bu kadar önemli iken fındık üreticinin AKP iktidarında yüzü gülmemiştir. Fındık piyasaları başıboş bırakılarak üreticiyi özel sektörün insafına terk edilmiştir.

Fındık fiyatı belirlenirken üretim miktarı, iklim koşulları, döviz kuru, ihracat talebi birçok etken bu fiyatların belirlenmesinde rol oynamaktadır. %50 randımanlı kabuklu fındığın taban fiyatı 130 TL olarak açıklanarak mazot ve gübre desteği ile birlikte 133 TL/kg olacağı belirtildi

Ancak Türkiye’deki İtalyan Ferrero, Cüneyt Zaps’nun sahibi olduğu Balsu Gıda ve Singapur sermayeli Olam, fındık piyasadaki fiyatın gelişmesini kontrol ediyorlar. Şu anda piyasa fiyatı 105 TL/kg’dır.

2023 yılında, Ferrero 378 milyon dolar ihracat, Cüneyd Zapsu 177 milyon, Singapur sermayeli Olam gıda 161 milyon dolar ihracat yaptılar

Ülkemizde başta Ordu, Samsun ve Giresun olmak üzere Sakarya, Artvin, Trabzon, Sinop, Kastamonu, Bolu, Düzce, Rize, Zonguldak ve Kocaeli’nde fındık üretimi yapılmaktadır.

Türkiye, fındıkta dünya ihtiyacı olan 700 bin tonun 600 bin tonun üretmektedir. Üretimin %75 ne sahip olmamıza rağmen Fındık borsası fındık üretimi olmayan Almanya’dadır. Yerli üreticiler de burada tespit edilen fiyatlardan satmak zorunda kalmaktadır

Fındığımıza neden sahip çıkmıyoruz? Türkiye Cumhuriyetin kuruluş yıllarında 1923 te yapılan iktisat kongresinde hammaddesi olan her ürünün fabrikası kurulmuştur. Pamuk için Sümerbank mensucat fabrikası, Şeker pancarı için Şeker fabrikaları, Tütün için tütün reji idaresi kurulmuştur.

Fındık ile ilgili Kanun güncel anlayışa kavuşmalı, FİSKOBİRLİK eski görkemli günlerine kavuşturulmalıdır. Piyasadaki varlığı güçlendirilmelidir.

Gıda egemenliği gelecekte dünyanın en önemli unsuru olacaktır. Bunun için üreticiler korunmalı fındık bahçelerinin bakımı, yenilenmesi mutlak sağlanmalıdır. Fındığın AR-GE’si olmalıdır. Fındıkta katma değeri yüksek ürün elde etmeyi düşünmeliyiz.

Çikolata ve fındık içeren gıda ürünleri üreten ve işleyen sanayicilere, kooperatiflere özel destekler verilmelidir. Fındık üreticileri kendi aralarında örgütlü olmaları teşvik edilmelidir.

Fındık ihtisas borsası mutlaka kurulmalıdır. Sağlıklı bir hukuk yapısı olmalı, alan bazlı destekler, üreticiye verilmelidir. Üretici bilinçlendirilmelidir.

Fındık tüketimini yaygınlaştıralım. Tüketim artmalıdır. Fındık besin değeri olarak protein değeri yüksektir. Fındık unu, çikolatalı ürünlerin temel unsurudur. Fındık ezmesi, nuga ve nutkrem yüksek besin değerine sahiptir.

Fındık rafine edilip yemeklik yağ olarak, temizleyici, nemlendirici ve dağıtıcı olarak kimyasal tepkimelerde katalizör olarak, ilaç ve kozmetik endüstride yardımcı hammadde olarak, gres yağı üretiminde de kullanılmaktadır.

Ayrıca yağ çıkarılması ile arta kalan küspe, yüksek oranda protein içermekte olup hayvan yemi olarak yem sanayiinde kullanılmaktadır.

Fındık kabuğu, fındık üretilen yerlerde değerli ve yüksek kalorili yakacak olarak kullanılır. Fındığın kabuğundan kontralit yapılır, boya sanayinde kullanılır. Kömürleştirme yolu ile biriket kömürü, aktif kömür ve sınai kömür elde edilir. Fındık yaprağı ve meyve zurufları, tabi gübre olarak yeniden fındık bahçesine ve tarım alanlarında kullanılır.

Türkiye’nin önemli stratejik ürünü olan fındığın bugününe ve geleceğine sahip çıkmalıyız. Fındık üreticisinin gelirinin artırılması için önlemler alınmalıdır. Genç üreticileri bahçeye ulaştırma için insan gücümü minimize edecek tarım teknolojileri araştırılmalıdır. Kırsalda yaşlanma, şehirleşme, farklı iş alanlarına geçme ve kentlere göç, fındık üretim bölgelerindeki demografik yapının değişmesine yol açmıştır. Bunun tersine döndürecek projeler uygulanmalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk diyor ki“"Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkanlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız."

Sabahattin Bayhan-Türkiye kendi öz değerlerine söz sahibi değildir malesef...

Emperyalizm her tarafımızda söz sahibi. İstedikleri gibi fiyat veriyorlar.

Cemalettin Kılnaz- Raylı sistemin başlamasıyla  en az  5  yıl sıkıntı çekilecek.Proje  üzerinde yapılacak iyileştirmelerle  dıkıntıları en aza  indirebiliriz.

Köylere tüzel kişilikleri geri verilmelidir”

Ekrem Çoruhlu-Ülkemizde Binlerce Köyde uygulanan Komşumuz Kocaeli'de dahi yaklaşık 300 köyde uygulanan Kırsal Mahalleyi hep beraber Sakarya’da da sağlayalım.

Bakın o zaman Kırsal Mahalle nasıl oluyor?

Lakin;Muhtarlar Dernekleri ve Muhtarlar bu konuda söz söyleme yeri değil icraat makamlarıdır kırsal mahalle kanunu çıkalı üç buçuk yıl oldu

Sakarya’da bir tane köy kırsal mahalle olmadı

Komşumuz Kocaeli Köylerini Kırsal mahalle yaparken Kaynarcaya komşu Kandıra'da bile 70 köy kırsal mahalle olurken Sakarya’nın Kandra' ya komşu Kanynarca İlçesinde  tek bir köyün Kırsal mahalle olmaması anlaşılır bir şey değildir,

Bunun en büyük müsebbipleri ilçe belediyeleri olmakla birlikte çiftçinin Köylünün hakkını aramayan Muhtar Dernekleri Muhtarlar ve Ziraat odaları da sorumludur

Buraları temsil edenlerin sorumlulukları halka olmalıdır siyasetin kölesi Belediye başkanlarının şakşakçıları olmamalıdırlar.

Tabii ki birkaç istisnası vardır.

Muhtarlar verdikleri dilekçeleri bile göstermelik yaparak arkasında durmamışlardır.

Buna istisna tek bir Köy Akyazı Buğdaylı köyü ’dür bu konuda bölge idare mahkemesinde dava açarak yürütmenin durdurulmasını talep etmiş ve mahkemeyi oy birliğiyle kazanmıştır.

Yani adalet Belediyelerin uygulamalarını hatalı bulmuştur.

Bu konuda Akyazı Belediyesinin kendi görüşünde ısrar mı edeceği veya Çiftçinin Köylünün yanında durarak kendine bağlı talepleri olan tüm köyleri de buğdaylı Köyünün yanına ekleyerek Sakarya Büyükşehir’e sunup sunmayacağı merakla beklenmektedir.

Bu konuda Belediyeden halen görevli bir arkadaşa bu konu sorulmuş onun verdiği cevap üst mahkemelere gidileceği yönündeymiş yani açıkça görülüyor ki Türk Köylüsü Türk Çiftçisi hala sahipsiz bırakılmıştır.

Belediye neyin üst mahkemesine gidiyormuş hala anlayamamışlar,

Mahkemeye konu iddialardan biri Müracaat eden köyün talepleri İlçe Belediyelerince olumlu veya olumsuz görüşle Büyükşehir Meclisine sunulu.

Büyükşehir kabule redde hatta ilçeden gelen listeyi arttırmaya bile yetkili.

"Akyazı belediyesi sen Akyazı’daki talepleri sundun mu da kimsenin haberi yok neyin üst mahkemesine gidiyorsun güldürtmeyin milleti yargıyı da fazla meşgul edip Belediyenin paralarını da ödemeyin size tavsiyem toplayın Tüm Muhtarları beraber istişare edin Kırsal Mahalle olmak isteyen kim varsa olumlu görüşünüzle Büyükşehir meclisine sunun"

Yeri gelmişken söyleyeyim yeni seçilen

Belediye Başkanları var onlarla Köyüme Dokunma Platformu olarak görüştüklerimizin bize söyledikleri "Bizden kim talep ederse biz orayı Kırsal Mahalle yapacağız taleplerini Büyükşehir’e sunacağız"diyorlar.

Sakarya da yaşanan bu utanç tablosunu sonlandırmak üzere Mecdi Cengiz Başkanlığında kurulan Köyüme Dokunma Platformu (ben de buranın bir üyesiyim) iki yıla yakın yoğun bir çalışma başlattık Belediyeler Siyasi Partiler Muhtar Dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarından bu konuda destek olmaları istenmiştir.

Söz verdikleri halde (Büyükşehir B.B. Ekrem Yüce) hiç bir adım atmamışlardı.

Bazı Belediye Başkanları da bu kanuna karşı olduklarını hizmeti biz vereceksek biz bu kanunu uygulamayız gibi düşünerek adeta çiftçiyi cezalandırmak düşüncesinde idiler onların hesabı daha çok para toplamak tarım bitmiş hayvancılık bitmiş toprak doğa yok olmuş umurlarında değil

Köylünün on dönüm arazisini merasını nasıl satayım on kilometre asfaltı "nasıl yapayım?" bunu da icraattan sayıyorlar.

"Bu düzen böyle sürsün" diye

Muhtarlara aba altından sopa göstererek "hizmet etmeyiz" diyorlar.

Hatta" İmar Çalışması yapmayız doğalgaz vermeyiz"gibi abuk sabuk uygulamada ve Kanunda yeri olmayan adeta aleyhte propagandalarla hem muhtarları hem halkı yanlış bilgilendirerek caydırmak istiyorlar.

Yok öle yağma

Kanun açık Kırsal Mahalleyi vereceksin Hizmeti de yapacaksın

Kanun koyucu (TBMM) sana öyle bir keyfiyet vermemiş hazine sana o köylere hizmet etmen için zaten para veriyor sen ne yapıyorsun zaten bu paraları ekseriya ilçe merkezlerine harcıyorsun.

Dünyada Büyük bir gıda krizi kapıdayken bizim hala Tarımın Hayvancılığın gelişmesi kalkınması mücadelesini vermemiz bize madden külfet yüklese de biz 7254 Sayılı Kanun Sakarya Köylerin de de uygulanana kadar bunun mücadelesini vereceğiz.

Erdal ERDEM-Ben üzerime düşeni yaptım.Kırsal mahalle kavramını detaylı bir şekilde anlatan Erdem, köy tüzel kişiliğine dönmenin öneminden ve üreticinin desteklenmesi ile ilgili bir çok konuya dikkat çekti.

Kırsal mahalle kavramını anlatarak başladı. 2012 yılında yürürlülüğe giren 2014 yılında uygulanmaya geçilen kanundan bahseden Erdem  "ORKÖY kapsamında olan mahalleler 2014 yılında 30 büyükşehirin tamamında mahalle statüsüne döndü ve hakları 2019 yılına kadar uzatıldı. 2019'da 2020'ye, 2020'de tekrar 2022'ye uzatıldı. Şu an en son haliyle 3 yıl uzatılarak 31.12.2025 tarihine kadar bu vergi muafiyetleri, harç indirimleri, su indirimleri uygulanmaya devam ediliyor" dedi.

Kırsal mahalle kavramını kabul etmeyen illerden birisi de Sakarya

Cumhurbaşkanının 2019 yılında külliyede yaptığı tarım şurasında amacın köy tüzel kişiliğine geri dönmek olduğunu söyleyen Başkan Erdem, "Orada alınan söylemler, tutanaklar bu şekilde olduğunu katılan arkadaşlar ifade etti. Sonra 16 Ekim 2020'de 7254 sayılı kanun çıktı. Dolayısıyla buna da kırsal mahalle dediler. Kırsal mahalle, 30 büyükşehirde kabul edilmeyen illerden birisi de Sakarya. İstanbul'da da kabul edilmeyen yerler olduğunu biliyoruz. En yakından örnek verirsek, Kocaeli'de 241 tane il bazında ORKÖY'den mahalleye dönüşen yerler kırsal mahalle için başvuru yapıyor ve bunlar da kabul ediliyor" ifadelerini kullandı.

Köy tüzel kişiliğine geri dönülmeli

Sakarya'da bununla ilgili yıllardır yürüttükleri bir çalışma olduğundan bahseden Erdem, "2020'de öğrendikten sonra, uygulama yönetmeliği çıkmamıştı. Başkan yardımcımız Bayram kardeşimiz ve yönetim kurulundaki diğer arkadaşlarımızla Çevre Bakanlığına gittik ve bunun uygulanmasını talep ettik. Fakat uygulama yönetmeliği kanunu maddeler haline getirmiş o şekilde önümüze sunmuş. Yani metinler gitmiş maddeler gelmiş fakat işin özü aynı, asıl olması gereken köy tüzel kişiliğinin geriye dönmesi.

Kırsal mahalle kabul edilen gereken yerlerde vergi muafiyetleri devam ediyor. Belediye gelirler kanununa göre imar harcı, ruhsat harçları alınmıyor. Su parasının 4'te 1'i alınıyor" dedi.

İrfan ÖZCAN-Sanayiciye  ihtiyacımız  var. Araştırma ve Geliştirmeye  önem vermemiz şart.

Hüseyin METE-Sakaryasporun  şirketleşmesini sağlayanlardan biriyim.Sakaryaspor Başkanı tokatlandı”   Bu büyük camia bunu hak ediyor mu! Bu taraftar bunu hak ediyor mu! Bu şehir bunu hak ediyor mu! Markamız Sakaryaspor bunu hak ediyor mu! Kesinlikle biz bunu hak etmiyoruz.

 Celalettin  TANTA"Sapanca ilçesinin Çok  sorunu  var  Beş  vakit  namaz  nasıl şartsa  Kırkpınar  Kocaeli  yol  bağlantısının  çift şeriy yapılması  o kadar  şart  dedi

 

AdminAdmin