İki takım arasındaki kadro kalitesi farkı barizdi. Fakat Sakaryaspor oynamaya çalışmak yerine maçın büyük bir bölümünde sadece direnmekle yetindi. Tek planımız gol yememek penaltılara kadar direnmek gibi görünse de Roshi ile yakaladığımız pozisyon bizi umutlandırdı. Bu seviyede kritik bir maça göre rakibe çok fazla gol şansı vermemize rağmen çok net pozisyonları savuşturup 120+’da olmayacak bir noktadan can alıcı bir gol yedik.
Özellikle ligin ikinci devresindeki Eyüpspor’un yaşadığı düşüş birçok kişiyi Eyüpspor’u çantada keklik gibi görmesine neden oldu. Kadro kalitesi bir yana haftalarca kazanamayan İstanbul ekibi kolay lokma gibi göründü belki de. Aslında bizi yanıltan hatta yakan ligin ikinci devresinde sahamızda Eyüpspor’u 2-0 mağlup ettiğimiz maç oldu. O maçta çöküşte olan rakip karşısında alınan kolay galibiyet gereksiz bir özgüven getirirken sonrasında mağlubiyetler üst üste getirdi ve ikincilik ve üçüncülük fırsatlarımız bu süreçte heba oldu. Halbuki o gün yendiğimiz kalemizde tek bir pozisyon dahi vermediğimiz Eyüpspor neredeyse aynı kadroydu.
Teknik direktör Taner Taşkın maç boyunca bizler gibi sadece izledi. Bunun gerekçesini ise kadro kalitesine bağladı. Roshi, Nalepa, Kassongo kalitesinde oyuncum yok dedi. Biz bunu zaten sezon başından beri söylerken Sakaryaspor düşmanı ilan edip kenara çekilenler bile oldu. Özellikle yabancı transferinde sınıfta kaldığımızı söyledik. 12 yabancı transferi yapmışız ve bugün teknik adam sadece 3 isim sayabiliyorsa buda bunun kanıtıdır. Fakat bunu birileri var ki kabul etmek istemez. Çünkü onlar için kolay yol düşman yaratmak, mağduru oynamak, başarısız sonuçlarda en kolay kaçış yoludur ve en güvenilir limandır.
Kulübü yönetenler olarak ‘’Sezon başı bu takım küme düşer deniliyordu’’ söyleminin arkasına sığınırsanız hocamızda ligin bitmesine 4 hafta kala halen şampiyonluk şansı varken iki maçı kazansak bize yeter der se, bizde Süper Lig ve final bileti elimizden kayıp gitmesini izleriz. Öncelikle bu takım ligde kalsın diye değil play-off oynasın diye kurulmuş bir takımdı. Bu ifadeler başkana ait bana değil. Fakat beklentiyi aşağıda tutup tepkilerden kaçma belki de doğru bir politikaydı. Sonuçta Taner Taşkın’da yönetimle aynı yolu seçti. Kendinden önceki dönemi başarısız göstermek için her söyleminde her açıklamasın da aynı şeyleri tekrar etti durdu. Sonuçta ne mi oldu ? Bol bol nasihat dinledik…
